Büyük Bir İnayet ve Tasarruf Altındaydık
(Fehmi Çilingir, Adnan Katipoğlu)
Konya Cezaevi’nde Kayseri’li Musab’da bir hal oldu. Her yerde Peygamber Efendimizi (asm) görüyordu. Ben şahsen Peygamber Efendimiz rüyada görüldüğünü düşünüyordum. O zamanlar rüyada manevi büyükler rüyamıza çok giriyordu.
Bir gün zikirde Yavuz Parlak; “Bak bak Peygamber Efendimiz geldi” diye elimi sıktı. Zikir bittikten sonra, Musap Orhan Efendi’ye zikir esnasında Peygamber Efendimiz’i (asm) gördüğünü söyleyince, baktım ki Yavuz’un bana söylediği anda aynı duruma o da şahit olmuş. Halbuki Yavuz benim yanımda Musab ise ondan bayağı ilerideydi. Bana söylediğini duymuş olamazdı.
Anladık ki, büyük bir inayet ve tasarruf altındayız.
Fehmi Çilingir
Ashab-ı Bedir Zikir Halkamızda
Konya Cezaevinde ders ve bilhassa zikirlerden sonra Kayserili Musab ve Yavuz Parlak, meclisimizi şereflendiren büyük zatlar olduğunu söylerlerdi. Bu tarzdaki ihbaratlar sıklık arz edince bir gün arkadaşlarla bir plan yaptık.
Plana göre zikirde Kayserili Musab ile Yavuz Parlak’ı birbirinden mesafeli bir vaziyette tutacaktık. Zikirden sonra da bir araya gelmelerine fırsat vermeden ayrı yerlere çekip; “Bugün zikre kim teşrif etti?” diye soracaktık. Eğer farklı ifadelerde bulunurlarsa; “Sizi gidi sahtekârlar!” deyip bir iki sille çekecektik.
Zikir başladı. Yavuz ve Musab ayrı ayrı uçlardaydılar. O günkü zikir de öncekiler gibi çok feyizliydi. Lakin aciptir ki, bende o güne kadar hiç olmayan bir hal oldu. Birden “Bugün Bedir Ashabı burada.” diye şiddetli bir his kalbime geldi.
Zikir bitti. Yavuz ve Musab’ı ayrı taraflara çekip sorduk. İkisi de aynı şeyi söylemişlerdi: “Bugün Ashab-ı Bedir teşrif ettiler.” Halbuki o güne kadar hiçbir zikirde Bedir Ashabı’nın geldiğini söylememişlerdi.
Gidişin Olsun Dönüşün Olmasın Rejim
Yıl 1997. Konya Cezaevine paket edilmişiz.
Cezaevine girdikten 3 ay sonra doğan oğlum Abdülkerim’den haber var. 700 gr doğmuş. Fotoğrafını üst ranzanın altına iliştirmişim. Her yattığımda hasretle bakıyorum.
Anons ediyorlar, “Adnan Katipoğlu ziyaretçin var.”
Görüş yerine gittiğimde anacığım, ağabeyim, hanımım ve kucağında 3 aylık bebeğim, Abdülkerim.
Görüşme bitmeye yakın bizimkilere; “Yan tarafa gelin kapıyı açtırayım, Abdülkerim’i kucaklayıp bir kokluyayım” diyorum.
Gardiyana ricada bulunuyorum; “Ailem 1000 km yol geldi. Oğlumu verseniz bir kez öpsem koklasam” Mendebur gardiyan; “Yok yasak!”
“N’olur kucağıma alayım?” diyorum. Nursuz Gardiyan; “Olmaz!”
“Tamam kucağına sen al, bense bir kez olsun öpeyim” diyorum. Nasipsiz Gardiyan: “Yasak dedik ya…”
Gidişin olsun dönüşün olmasın Kahpe Kemalist Rejim…!
Adnan Katipoğlu