İlk Aczmendi Dergâhı ve Hizmet Halkalarının Teşekkülü
İlk Dergâh faaliyetinin 1989 yılında Elaziz’de faaliyete başlamasının ardından, 1996 yılına kadar geçen kısa süre zarfında Türkiye genelinde 30’dan ziyade Aczmendi Dergâhı açılmıştır.
İlk derslerini Elâzığ Merkez Dergah’ta Müslim Efendi’nin huzurunda alan talebeler, akabinde hususan kendi beldeleri başta olmak üzere ihtiyaç görülen her yerde -imkanların elverdiği nispette- hizmet etmeye çalışmışlardır.
Beldeler, Müslim Efendi’den istifade etmiş oldukları sohbet tarz ve anlayışını, kendi bünyelerinde geliştirirken, Efendi Hazretlerinin Türkiye genelindeki dergahlara yapmış oldukları seriyyeler vesilesiyle hem belde cemaatlerini Müslim Efendi ile tanıştırmış oluyor hem de karşılaşmış oldukları problemleri bizzat Müslim Efendi ile istişare etmek suretiyle, hizmet anlayışlarını istikametli bir tarzda inkişaf ettiriyorlardı.
İlk kez vücut sahasına çıkması, yüksek keyfiyeti ve rejim tarafından birinci derece düşman telakki edilmesi gibi durumları dikkate alındığında, Aczmendi Tatbikatının çok kısa bir sürede Türkiye’nin her tarafını kuşatacak ve gündem olacak bir tarza dönüşmesinde, dört manevi incelik olduğu kanaatindeyiz.
Birincisi ve belki de çekirdeği: Müslim Efendi’nin 1961 yılından itibaren, Üstad Hazretlerinin Erkan talebelerine karşı duymuş olduğu derin muhabbet ve hürmet, göstermiş olduğu yüksek teveccüh ve edebin bir cilvesi.
İkincisi: Risale-i Nur’un “miri malı” olması, ondan ders almak ve dahi muhtaç olanlara onunla ders vermek adına kâfi bir hususiyet olsa da Müslim Efendi’nin, sekiz yıl Hacı Hulusi Efendi’nin ikindi ve yatsı derslerine fasılasız devamı ve dahi “Hulusi Efendi (ks) tarzında ders yapma” emrini bizzat Mehmet Feyzi Efendi’den almasının bereketi.
Üçüncüsü: İlk ders halkasında bulunan talebelerin ekseriyetle Nurcu camia içerisinden gelmesi münasebetiyle, Risale-i Nur’daki geniş tetebbuatlarını, sohbetin insibağ ve inikas şuaıyla çok kısa sürede ve en istifadeli bir vaziyette inkişaf ettirmesinin tesiri.
Dördüncüsü ve belki de meyvesi: İhlas Risalesinde emir buyurulan düsturlara ciddi riayet ve fena’fil-ihvan’ı husule getirecek derecede bir imtizaçkarane ittihada muvaffakiyet.
Aczmendiler, saymış olduğumuz bu dört manevi meselede ziyade bir hassasiyet göstermiş olmakla beraber, maddeten çok zor şartlar altında hizmet yürüttükleri halde, Risale-i Nur’un istiğna ve ihlas kaidelerinin bir gereği olarak, etraf çevrelerinden yardım talep etmiyorlardı.
Kimi inşaatlarda çalışarak, kimi esnaflık yaparak, kimi öğrencilik kredilerini kullanarak, kimi anne ve babasının cebine koyduğu ufak-tefek harçlıklarla beldesindeki dergâhın kirasını, faturasını karşılıyor… kimi zaman zeytin ekmek, kimi zaman ekmeğin yanına katık dahi bulamıyorlardı.
Bu kısa mukaddimenin ardından, “İlk Aczmendi Dergahı ve devamında teşekkül eden hizmet halkaları ve bu seyri içerisinde çekilen sıkıntılar, soruşturma ve tutuklamaların yanında Hizmet-i Kur’an’iyedeki istihdam cihetiyle şahit olunan bir kısım kutsi mazhariyetleri -bizzat yaşayan şahısların anlatımıyla nakledeceğiz.