Kolaylık Gösterip İltifat Eden Devlet Memurları da Vardı

(Kadir Dağhan)

Yıl 2016. Memurluk sınavına girmek için Adıyaman’daki Anadolu lisesine gittim. 

Görevli memurlar sarıklı giremeyeceğimi söylediler.  “Başımdaki kıyafetim, çıkaramam” dedim. 

Memur, tekrar; “Hocam bu kılık kıyafet olmaz, rica ediyorum çıkarıp gelin” dedi. 

“Başımdaki sarık kıyafetimdir, çıkarmam” diye diretince Memur; “Sınav müdürünü çağıralım, kendisi karar versin” dedi. 

Sınav müdürü geldi. Ayakkabımdan sarığıma kadar beni süzdü. “Evet, delikanlı bu kılık kıyafetle girebilir. Kılık kıyafet serbesttir.” dedi. 

Tekrar memurla baş başa kaldık. “Hocam, sarığına elimi atmam lazım, içinde bir şey var mı diye.” 

Ben de; “Evet, tabi buyurun” dedim. Meğer, memurun boyu kısa elleri sarığıma yetişmiyormuş.

“Biraz eğilebilir misiniz?” dedi. Ben de; “Eğilemem, size yeterince yardımcı oldum. Artık sınavıma girmek istiyorum.” deyince. Mecburen parmak uçlarında biraz kendini havaya kaldırıp sarığa dokundu.

Sınav müdürü, bana sınava gireceğim sınıfı gösterirken, sırtıma hafiften dokunarak, “Allah, sayınızı çoğaltsın” diyerek, dua ediyordu.

Sarık ve Şalvarla Beni Okula Almak İstemediler

Kastamonu Üniversitesi İnşaat teknikerliğini kazanmıştım.

Okula gidip kayıt yaptım. 90’lı yıllarda Üniversiteye Sünneti Seniyye kıyafetleriyle giderek Süfyaniyetin rejim-i bid’akaranesini tarumar eden abilerim gibi okula sarıklı gitmeye karar vermiştim. 2012 yılıydı lakin sarıklı şalvarlı okula alınmadım. Üniversitede kılık kıyafet serbest olmasına rağmen almıyorlardı.

Bir gün öğretim üyesi beni odasına çağırdı. Bu kılık kıyafetle gelmemelisin diye ikna etmeye çalıştılar. İki kez “ikna odasına” alındım. Okul bursu ve okul sonrası istihdam gibi vaatlerde bulundular. Tüm tehdit ve tekliflerine rağmen kıyafetimi çıkarmayı kabul etmeyince, iki üç ay kadar derslere giremedim.

İki tane üniversite hocam, 1982-1986 yılları arasında Elaziz’de tahsil gördüklerini ve Hulusi Bey’in medresesinde kaldıkları sırada, Müslim Efendi’nin kendileri üzerinde büyük emekleri olduğunu söylemişlerdi. Kıyafet konusunda baskı gördüğümü fark eden bu hocalarım: “Bu bize vefa borcu, senin okula Sünneti Seniyye ile girmen için her türlü desteği vereceğiz” diye söz verdiler.

Artık onların araya girmesiyle mi yoksa başka bir maslahata binaen mi bilinmez, birkaç aylık aradan sonra, idare beni çağırdı ve kıyafet hususunda serbest olduğumu ve hatta yıl sonu mezuniyet gününde içeriğini kendimin belirleyeceği bir etkinlik düzenlememi istediler.
Hamdolsun, o günden sonra okula sarık ve şalvarlı alınmaya başladım.


Kadir Dağhan

Yorum bırakın

Scroll to Top