Lahika 99

(Elazığlı Mus'ab - Enes Özyiğit - Ferid Bolatkale)

Aziz, sıddık, sebatkar ve cefakar kardeşlerimiz;

Bu mektubu Musab (Elaziz’li) ve Enes Efendi’yle birlikte yazıyoruz.

Bir türlü toprağın yüzünü göremediğimiz rutubetli bir bodrumda eskimez demlerden eski bir demi yad ederken kaleme aldığımız bu mektubun en mühim özelliği, yalnız kendisinin değil, kokusunun bile kaybolduğu dergâh demlerinden bir dem yakaladığımız gecenin bir yarısında, baş başa sohbet ederken, hepinizi manen yanımızda hissettiğimiz bir halet-i ruhiye içinde kaleme aldık.

Sanki her şeyin yeniden canlandığı ve her şeyin yeniden hayatlandığı ve sağır duvarların dahi eski kasidelerden yanık bir kasideyi terennüm ettiği;

“Güzel aşık cevrimizi çekemezsin demedim mi

Bu bir rıza lokmasıdır yiyemezsin demedim mi

Yemeyenler kalır naçar, gözlerinden kanlar saçar

Bu bir demdir gelir geçer uyamazsın demedim mi.”

Kasidesini söylerken, kaybetmeden kayda geçmek istediğimiz bu lahuti havayı sizinle paylaşmak istedik. Öyle hissettik ki, bizim bu tatlı havamız Ankara, Eskişehir, Konya ve Niğde medrese-i yusufiyelerinden esen bir nesimi esrardır.

Bütün bedenimizi saran tatlı bir ürperiş ve hasret dolu bir ahh! Çekiş hepimizi bir sohbet halkasında toplamış ve Efendimiz Hazretlerinin sohbetinde oturanları, bir zincirin halkaları gibi biribirine bend eden şefkat ve feyz dolu nazarını üzerimizde hissettik.

Öyle bendeden bir dem geldi ki, yer yıkıldı, gök yarıldı. Bütün Acziler kumandan-ı azam Efendimiz hz’leri önümüzde bir saf halinde Liva-il Hamd altına giderken; bu fitne ve fesad asrının yılmaz mücahidleri, Nur’un gariban bekçileri, hak yolunun biçare fedaileri Aczilere kucak açmış bir vaziyette tebessüm ettiğini hayalen yaşarken, gözlerimiz doldu, gözyaşlarımız pınarından taşmaya başladı.

Bu deme ahh mı denir ohh mu, bilemediğimiz bir halde sürekli sizleri yadettik saatlerce.

Anılar, anılar ah anılar. Bitmez şevk ve aşkla dolu anılar. Ya Rab bizleri rızana naileyle. Bütün aczileri Efendimizle beraber haşreyle. Bizi küfre, zulme ve fitnelere karşı galip eyle. Son nefesimize kadar, bizleri Resulullah’a (asm) ittiba şerefinden mahrum eyleme. Hiafet-i Muhammediye’nin (asm) tesisini, Şeriat-ı Garra’nın icra ve tatbikini bizlere lutfeyle…Amin.

Bütün kardaşlarıma tek tek binler selam eder, hasret ve muhabbetle gözlerinizden öperim.

Elaziz’li Musab tek tek selam eder, hasret ve muhabbetle gözlerinizden öper.

Bursalı Enes efendi tek tek binler selam eder,  hasret ve muhabbetle gözlerinizden öper.

Musab, Enes, Ferid 23.01.1998

Yorum bırakın

Scroll to Top