Medyanın Sivas Hadiseleri ile Aczmendileri İlişkilendirme Gayretleri
2 Temmuz 1996 yılında Sivas hadiseleri patlak verdi. Aczmendilerin bu hadise ile hiçbir münasebeti olmadığı halde, başta Sabah Gazetesi ki 1. sayfasının aşağı yukarı tamamını ve bir miktar da iç sahifelerinden bir köşesini o hadiseleri bizim organize ettiğimiz ve bizim başlatıp bitirdiğimize yönelik bir haber veriyordu. Diğer gazeteler de ona yetişmese de pek aşağı kalmıyordu.
Yeri gelmişken Aczmendilerin bir vasfını arz edelim. Aczmendiler bir şey söylerse Allah’ın izni ile mutlaka yapardı. Aczmendiler yaptıklarını da kat’iyyen gizlemez alenen söyler ve çekinmezdi.
Kısaca Aczmendiler bir şey yapmaya karar verirlerse ve yerine getirirlerse bunun en kötü neticelerini dahi göze almışlardır.
Fakat bu hadisede Aczmendilerin fiilen en ufak iştiraki olmadığı halde, efkâr-ı âmmede bidayette başrolde biz gösterilmişlerdir. 3 Temmuz 1993 tarihli başta SABAH Gazetesi olmak üzere, diğer bütün gazetelere bakılsa bu, çok açık görülecektir.
Özellikle Aziz Nesin’in, Sivas’ta yaptığı tahrik ve ağır neticeleri yetmiyormuş gibi bu hadise münasebetiyle söylediği sözler çok ilginçtir: “… Bu böyle devam ederse, o başı açık kadın başbakanı da bir gün saçından sürüklerler, Süleyman Demirel’i de kravatından tutup sürüklerler…”
Hürriyet Gazetesi Sahife 2, 5 Temmuz 1993
1993 yılının Temmuz ayında meydana gelen Sivas hadiselerinde Aczmendilerin olmuş vukuatlarla alakalı hiçbir münasebeti olmadığı halde, olayları sanki bizim organize ettiğimiz ve bizim başlatıp bitirdiğimize yönelik yalan haberler manşetten verilmekteydi.
Kemalist basın bir yandan resmi makamları üzerimize kışkırtacak telden vururken, bir yandan da Müslüman kesimin bizlere olan teveccühünü kırmak noktasından tesiri olabileceğini ümit ettiği yayınlar yaparak Aczmendî hadisesinin cemiyet üzerindeki hüsn-ü teveccühünü kırmaya yönelik haberlere devam ediyorlardı.
Pir Sultan Abdal Kültür ve Tanıtma Derneği'nin Yayınladığı Bildirideki İthamlar
Bir diğer yandan da Pir Sultan Abdal Kültür ve Tanıtma Derneği‘nin yayınladığı bildirideki ithamlar ile de Alevî ve Kürt vatandaşları Aczmendilerin aleyhine kışkırtılmaya çalışılıyordu.
Sivas olaylarından sonra 1988 Ankara kuruluşlu PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR VE TANITMA DERNEĞİ tarafından kamuoyuna sunulmuş bildiride gerek ayrılıkçı terörle mücadele eden emniyet teşkilatlarımızla gerek de Aczmendiler hakkında gerçeklikle bir kıl dahi ilgisi olmayan ithamlar bulunmaktaydı.
Bildiri de aynen şu ifadeler yazılmaktaydı:
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR VE TANITMA DERNEĞİ
40 bin Alevi’yi katletmek için fetvalar yazdıran Kanuni’yi biliyoruz. Dersim isyanında Kemal’in katliamını unutmadık. Daha dün Maraș, Çorum ve Sivas’taki faşist saldırılar bilincimizde yaşıyor.
BİZ BU DEVLETİ TANIYORUZ.
Neden böyle bir katliamı örgütlediğini de biliyoruz. 84’den beri Kürdistan da yürütülen Kürt Ulusal Hareketi zafere doğru büyük bir başarı kaydetmiştir
DEVLET KÜRDİSTAN’DA BİTMİŞ TÜRKİYEDE’DE ÇIRPINMAKTADIR.
Devlet Kürt halkını bölmek için inanç değerlerini kullanmaktadır. Bununla bir yandan Kürt Ulusal Hareketini bölecek öte yandan da Kürdistanda kendine bağlı bir taban yaratmayı ummaktadır. Devlet orada böl-yönet politikasını Hizbi-Kontra Örgütlenmesiyle yaşatırken Türkiye cephesinde de aynı örgütlenmeyi Aczmendiler gerçekleştirmektedirler. Görüldüğü gibi devlet kendi içinde katliamcı bir devlet daha yaratmıştır.