Müslim Gündüz Yazıları
Müslim Gündüz Efendi, 1941 yılında Elazığ’ın Hankendi Nahiyesine bağlı merkez köyü sayılan Ağcakale köyünde doğdu. Kastamonu Akşam Sanat Okulundan 1959 yılında mezun oldu. Karabük Demir Çelik Fabrikasında çalışırken 1961 senesinin Ocak ayında Nurculuktan hapse giren arkadaşlarından aldıkları kitaplar vesilesi ile Risale-i Nurlar ile tanıştı.
1967 yılında Zonguldak E.K.İ İşletmelerindeki işinden istifa ederek Ankara’ya gidip Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden Said Özdemir ile Risale-i Nurların basım ve dağıtım faaliyetlerinde bulundu.
1977 yılında Elazığ’a geri döndü ve 1985 yılına kadar Üstad hazretlerinin birinci talebesi Hacı Hulusi efendinin sohbetlerine devam etti. Hulusi efendinin vefatına bir sene kala kendisinde bir ruhî tebeddülat oldu ve inziva haleti oluştu. O tarihten itibaren zaruretlerin dışında dışarı çıkmamakla birlikte Risale-i Nur hizmetine devam etmektedir.
Müslim Gündüz Efendi’nin sürekli güncellenen, Risale-i Nur ve hizmeti hakkındaki ders, müzakere ve mütalaalarını bu bölümde okuyabilir ve takip edebilirsiniz.
Risale-i Nur’un yazılışında kaide dışı bir garabet, neşrinde kaide dışı bir inayet, talim ve tefeyyüzünde zahiri bir lütuf vardır. Risale-i Nur’un 60 sene sonra açılan kelimesidir Aczmendi. İkinci Hizmet devresi bir tek kelime, bir tek fertle yaşanmaya başlamıştır.
Fena Fi’l İhvan; Hz. Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi’de fani olmak, sonra Hz. Üstad’da fani olanların birbirlerinde fani olmaları. Fazilette ve kıdemde küçüğün büyüğünde fena bulmasıdır. Fena Fi’l İhvan büyükte olur. Küçüğe karşı vaziyet şefkattir.
Şu memlekette hükmettiğiniz bir asırdan beri, sökmeğe çalıştığınız şu güzel ve müessir İman gerçeğinin yerine neyi ikame ettiniz? Çöplüklerde sürünen Lenin heykeli, ayaklarından asılan Mussoli’nin dev cüssesi, ibret almak için kafi dersler değiller mi?
Bu kudsi yolun sahipleri olan İmam Ali (r.a), İmam Hasan (r.a), İmam Hüseyin (r.a), İmam Zeynel Abidin (r.a) Hz. Gavs-ı Âzâm (r.a), Hz. Bediüzzaman (r.a) ve Sultan Feyzi-i Kastamoni (r.a) büyük bir velayet gücüyle bir avuç insanı mücadele meydanına attılar.