Ferid Bolatkale Yazıları

Ferid Bolatkale Yazıları

Ferid Bolatkale, 1969 yılında Kahramanmaraş ilinde doğmuştur. İlk, Orta ve İmam Hatip Lisesini tahsilini Kahramanmaraş’ta yaptıktan sonra 1988 yılında Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanmıştır. Üniversite 3. sınıfta okurken Müslim Efendi ve Aczmendi dergahı ile tanışarak Tıp fakültesindeki doktorluk talebeliği Risale-i Nur talebeliğine inkılap etmiştir. Ferid efendi Aczmendi ile tanışmasını hayatındaki en önemli dönüm noktası olarak görmektedir. Öyle ki bu inkılapla ona yeni bir hayatın kapıları açılmış ve adeta yeniden doğmuştur. Ferid Bolatkale Aczmendi ile tanışıp Risale-i Nur talebesi olmaya karar kıldıktan sonraki geri kalan hayat yıllarını şu cümlelerle anlatır: “Biz gemileri yaktık geri dönüşü yok artık diyerek bu kudsi yola bende olmaya çalıştım. Yalan dünya kapılarını bana zaten bütün bütün kapatmıştı. Merdiveni kabrin diğer tarafına dayamış, gözümü kulağımı Sultana dikmiş, kalbimi ve ruhumu ona teslim etmiştim. Hayatımın şu anına kadar başka da bir şey ne bildim nede merak ettim. Benim için mücessem ve hayattar bir Risale-i Nur olan Müslim Efendi’den başka bir hayatın tahsili ve talebeliği olmadı. Sultanımız Efendimiz kabul buyurursa bu kapının ebedî bağlısıyız.”

Muhammed-i Arabi Peygamberlerin en güzeli; yani en güzellerinin en güzeli. Kâinatta her şey ona olan yakınlığı nispetinde güzel. Ona bakan gözler ona benzeyen yüzler güzel. Onu hatırlatan her şey güzel…Her insan hayatında en güzeli arar. Her şeyde ve her şekilde mutlak güzel, Allah Resulü’nün yaptığı tarz ve şekildir. Yoksa nefsimizin hoşuna giden levhiyyat değil.

Bir sen kaldın inandığını hoyratça haykıran, eli asalı sarıklı Racul Tohum misali atıldın karanlığa, yeşermek için mev’ud olan nurlu fecirde.

Bayrağın sarığındır, silahın duaların… Zulmet asrında asr-ı saadeti aradın Nur’un sırında sırr-ı tevhidi buldu, bir ömür bu ümmet için ağladın

Muhammed-i Arabi Peygamberlerin en güzeli; yani en güzellerinin en güzeli. Kâinatta her şey ona olan yakınlığı nispetinde güzel. Ona bakan gözler ona benzeyen yüzler güzel. Onu hatırlatan her şey güzel…Her insan hayatında en güzeli arar. Her şeyde ve her şekilde mutlak güzel, Allah Resulü’nün yaptığı tarz ve şekildir. Yoksa nefsimizin hoşuna giden levhiyyat değil.

Bu ateş gönle düştü mü o insan da varlık eserleri için yanar ve yok olur (Fena Sırrı)Muhyiddin-i Arabi hazretlerinin buyurduğu gibi dersek; “Bu dünyada muhabbet ateşiyle yanıp temizlenmeyen Ahirette cehennem ateşiyle temizlenir.” Hakikat, topyekûn beşeri zulmetten nura çıkaracak ve yeryüzünü adaletle dolduracak hakkı ve adaleti her şeyin üstünde tutacak “MUHABBET FEDAİLERİ” nin sırrıdır.

 

Scroll to Top