Metris Cezaevi Hatıraları

Metris'teki İBDA-C Kahramanlarının Anlatımıyla Müslim Gündüz Efendi

Müslim Gündüz:
Savaş Meydanında Bizi Yanlız Bırakmayan Mücahid

(Mehmet Fırat, 2021)

Metris Cezaevi IBDA KogusuDışarıda, dava şuurundan yoksun herhangi bir insanın, ne yaparsa yapsın bulamayacağı, bulsa bile kıymetini bilemeyeceği, ancak ve ancak aynı keyfiyete malik insanların kıymet bileceği, birbirini seveceği ve kucaklaşacağı, her ne bedel olursa olsun, bu bedele razı olacak bir şuurla yürüyeceği bir merkezdi Metris. İBDA okulu ve İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun ifadesiyle; “Metris Yüksek Terör Okulu” 

Kendisine yapılan âdi, aciz, korkak ve namert komplonun arkasından mazlum, mağdur, yiğit ve mücahid Müslim Gündüz’ü bu şerefli okulumuzda misafir ettik. 

Şanına layık bir karşılama, birbirini ezelden beri tanımış ve sevmiş insanların kucaklaşmasıydı buluşmamız… 

Adeta, her bir ferdin kendi içinde seyir ve serüven yaşadığı yolculuğunda, bir mola, ikmal, tedarik ve yarına dair plan, program, hesap ve kitap muhasebesiydi beraberliğimiz… 

Kendisiyle dışarıda tanışma imkanım olmadığı, ama medyadan takip ettiğim ve gıyabında çok sevdiğim; arkadaşlarıma da “Yapmış oldukları her eylemde bizzat yanında olmalarını koruma, kollama ve destek faaliyetlerinde bulunmalarını” tavsiye ettiğim Aczmendi hareketinin lideri Hacı Müslim Gündüzle çok güzel günlerimiz oldu Metris’te… 

Böyle biriyle aynı mekanda olmaktan, küfrün ve zalimin yaptıklarını beraber göğüslemekten, böyle bir alimin, böyle bir mücahidin ve böyle iyi bir insanın yanında durmaktan, zerre miskal olsa bile zindan şartlarında derdine ortak olmaktan dolayı Rabbime sonsuz hamd-ü sena.. 

Her şeyden önce bir mü’min… 

Bizi Savaş meydanlarında yanlız bırakmayan bir mücahid… 

Küfrün kanunlarına baş eğmeyen, eğmeyeceğini tüm hal ve hareketleriyle meydan yerinde gösteren yiğit bir insan… 

Said Nursi hazretlerinin pek çok bağlısı iddiasındaki mıy mıy tiplere inat, Said Nursi Hazretlerinin mirasını yaşayan ve yaşatan gerçek bir talebe… 

Bağlıları tarafından ölümüne sevilen ve bu hasletlerinden dolayı can pahasına sevdiğimiz bir insan… 

Ibda kogusunda namaz

Her biri devlet yönetmeye namzet İBDA bağlılarına benzer ve benzeşir Hacı Müslim Gündüz.. 

Muhtemeldir ki kendisine yapılan ağır operasyonun akabinde, küffar güçleri ona bu mahpus hayatında daha pek çok operasyon çekecekti. İtibarsızlaştırma, yalnızlaştırma, psikolojik baskı, intihar ve suikast…   

Kim bilir daha ne karanlık planları vardı da yanlış hesap İBDA’dan döndü. Allah bizlerle buluşturdu kendisini ve küffara daha güçlü vurmamıza vesile oldu hamdolsun… 

Kimi zaman güldük, kimi zaman ağladık. Kimi zaman düşmanı kahredecek düşüncelere kapıldık, güldük, eğlendik ve bunu düşmana da gösterdik.  

Bizlerin bu samimiyeti, candan geçmiş halleri ve bir gülüş atarak “Yapacağınız bu kadar mı?” edası; İslam düşmanlarını deli ediyordu.  

28 Şubat’ın zulmü her birimizin sırtına ayrı ayrı binmişken, birilerinin hayatlarımızı karartma hamlelerini bu eda ve tavrımızla püskürtüyorduk.  

Biliyorduk ki, biz bu kavgaya girmezsek, bu bedeller ödenmezse, tüm Müslümanlar silindir gibi ezilecek ve belki bir daha İslami mücadele hayalen dahi düşünülemeyecekti. 

Ibda Kogusu Hasan Mezarci ve Muslim Efendi

Her sabah yaptığımız içtimalara katılırdı. “Efendim lütfen zahmet etmeyin” -“Hayır, dünyada şahitsiniz, ahirette de şahit olun!” derdi. 

“Her sabah Allah’a, kitabına Resûlü’ne ve yoluna bağlılık yemininize.. Şahidiz Efendim..” 

Tevazu mu, tâ kendisi…  Sabah kalkışından, istirahatine kadar…

Hatta istirahat halindeyken bile sevgi, saygı, hürmet, muhabbet ve hizmet…  

Eksikliğimiz, kusurumuz olduysa haklarını helal etsinler…   

Tüm bunların yanında onunla benim aramda “Baba-Oğul ilişkisi” nev’inden bir yakınlık vardı. 

Bir gün, koğuştaki arkadaşlarla konuşurken, Müslim Efendi sordu; “Bu gardaşımıza ne oldu” dedi. Bizim arkadaşlar benim için; “Efendim, bu sakar, bomba elinde patlamış” diyerek espri yaptılar. Müslim Efendi; “Hiç olur mu öyle şey, bu gardaşımız mücahiddir, gazi olmuştur.” demişti.  O zamanlar yaralı yakalandığımdan dolayı yaklaşık 1 sene yatalak kalmış, sonrasında yavaş yavaş yürümeye başlamıştım. İşte Müslim Efendi o zamanlar Metrise gelmişti. Bunu da hiç unutmam… 

O dönem (28 Şubat) malum medya Müslim Efendiyi ve Aczmendileri yıpratmak için bazı haberleri pişirip pişirip servis ediyordu.  

Biz de Metris’ten keyifli manzaraları fotoğraflayıp dışarıya gönderiyoruz. Bu defa “Bu nasıl cezaevi, bu ne rahat, bu ne keyif” tarzında haberler çıkıyordu.   

esad erbili hzBir operasyonun olacağı kesin. Derken büyük bir isyan patladı. Hapishane Yanmış cesetlerin bir kısmı kapımıza bırakılıyordu.   

Hapishane idaresiyle işbirliği içindeki bir kısım mahkumlar, Müslim Efendi’yi almak için kapımızı kırdı. 

Bizler tam teçhizatlı, Müslim Efendi’yi korumaya aldık. Türlü türlü cezaevi savunma taktikleriyle dört gün durumu idare ettik ve hadiseler sükûnet buldu. Çok şükür bizden kimsenin kılına dahi zarar gelmemişti. 

Müslim Efendi’nin de tasdikiyle “Abdulhakim Avrasi Hazretlerinin manevi himmetine (biiznillah) mazhar olmuştuk.” 

Dört günlük ağır mücadelenin ardından, yorgun ve uykusuz düşmüştük. Gecenin kör karanlığında askerî bir operasyon yedik. O gün, Müslim Efendi ve biz İBDA’cılardan 12 kişinin Metris serüveni bitmişti. 

Kendisini Ulucanlar Cezaevine teslim ederken, biz de Niğde F Tipi Cezaevinin yolunu tuttuk. 

Onu Ulucanlar’daki askerlere teslim ettiğimiz an, birden “İstiklal Mahkemelerinin şehit ettiği Esad Erbil Hazretleri” gözümün önüne geldi. Allah hayırlı uzun ömür versin (Amin)

Müslim Efendinin Tek Kişilik Hücreye Konulmasına İzin Vermedik

(Ethem köylü, Şubat 2021)

Ethem Koklunun anlatimiyla metris gunleri

İslâm düşmanlığının ayyuka çıktığı 28 Şubat döneminde Türkiye’deki küfür yobazlarını kudurtan çıkışıyla sembolleşen isimlerinden biri olan Müslim Gündüz Hocaefendi, 1996’yı 1997’ye bağlayan günlerde tutuklanmıştı.

28 Aralık 1996 tarihinde İslâm Düşmanı Batıcı düzenin polis ve medya unsurları tarafından bulunduğu evde saldırıya uğrayarak gözaltına alınan Müslim Hoca, birkaç günlük sürenin ardından Metris Cezaevine getirilmişti.

28 Şubat saldırıları karşısındaki duruşları sebebiyle muhabbetle takip ettiğimiz Aczmendi cemaatinin kıymetli büyüğü Müslim Hocaefendi’nin, tutuklandığını öğrenince harekete geçen koğuş mümessilimiz, cezaevi idaresinin Müslim Hoca’yı tek kişilik hücrelere veya ne idüğü bilinmez adlî koğuşlara koymasına izin vermeyerek İBDA-C Koğuşuna davet ettiler.

Koğuş mümessilimiz Ali Osman Zor ve ona eşlik eden birkaç arkadaşımız kendisini cezaevi girişinde karşılamış ve koğuşumuza kadar getirmişlerdi.

Unutulmayacak güzellikte bir karşılama, tekbir ve salavatlar eşliğinde koğuşumuza giren Müslim Hocaefendi’nin yüzündeki mutluluk da görülmeye değerdi.

İlk günler, âdet olduğu üzere uzun sohbetler eşliğinde geçmiş, sonrasında Müslim Efendi hususan dönemin sembolleşen isimleri arasında yer alan Hasan Mezarcı’nın bozulan ruhî sağlığı ile meşgul olmaya başlamıştı. Müslim Efendi İBDA-C koğuşunda kaldığı zaman zarfında daima mütebessim bir şekilde İBDA Akıncıların ideolojik ve spor eğitimlerini ilgiyle takip eder, arada düzenlenen mola ve eğlence programlarına da dinleyici olarak katılırdı.

Ibda Kogusunda Turku
Müslim Efendi; “Karadır kaşları, ferman yazdırır…” türküsünü ayrıca sever ve saz çalan gönüldaşımızdan tekrarını isterdi.
Ibda Kogusunda Turku Halil Kantarci
İBDA-C Koğuşunda İlahi Eşliğinde Zikir. 15 Temmuz Şehidi Halil Kantarcı ve Hasan Mezarcı

Kandillerde ve bayramlarda def ve kudüm eşliğinde “Esmâ-ül Hüsnâ” zikri şerifi söylenir ve Müslüm Efendi’nin riyasetinde halka hâlinde açık zikir de talim ederdik. Bu sahneler onun da çok hoşuna giderdi..

Müslüm Efendi’nin dikkat çeken en önemli yanlarından biri de Allah Resûlü’nün Ahir Zaman hakkında buyurduğu Hadîs-i Şeriflere olan ilgisi ve geniş bilgisiydi. 

Said-i Nursî Hazretleri’nin bu yönde de takipçisi olan Müslim Efendi, 28 Şubat döneminde yaşananları da bu perspektiften değerlendirirdi.

1997 yılının Temmuz ayında Metris’te çıkan büyük bir isyanın ardından koğuşumuza operasyon yapılmış ve 12 gönüldaşımız Niğde Cezaevine sürgüne giderken, Müslüm Efendi de Ankara Sincan Cezaevi’ne götürülmüştü…

Gıyabında tanıdığımız gibi bulduğumuz, tanıdıkça muhabbetimizin kat be kat arttığı Müslüm Efendi için Allah’tan duâmız kendisine hayırlı ve sağlıklı uzun ömürler nasip etmesidir.

Selâm, hürmet ve duâ ile!

Yorum bırakın

Scroll to Top