BEŞİNCİ MESELE
Kadıköy Hadisesi - Tarih: 28 Aralık 1996
Sual: 28 Şubat’ta en ziyade gündeme getirilen Kadıköy hadisesinin aslı nedir?
ELCEVAP: Kadıköy Hadisesinin üç yüzü var.
Birincisi, belki de en ehemmiyetlisi: Demokratik Laik rejimin, kan ve gözyaşı ile dolu karanlık geçmişini, dessas, alçak, hain, ahlaksız ve zalim suretini efkar-ı ammeye derhâtır ettirmiştir.
İkincisi, belki de üzerinde en çok durulması gerekeni: Düşünen ve vicdan sahibi olduğunu iddia eden her insanın, fikri saffetini ve vicdani hassasiyetini ortaya koyacak bir ayine hükmüne geçmiştir.
Üçüncüsü belki de en büyük bir lütfun habercisi: Haklarında yürütülen emsali görülmemiş derecedeki büyük karalama ve hücumlara rağmen, Aczmendiler’in davalarından inhiraf etmemeleri ve bu hadise vesilesiyle Dünyevi şan ve şöhret belasından müstağni kalmakla elde edecekleri uhrevi semerelerdir ki, bu dahi Rabbimizin nihayetsiz rahmet ve kereminin bir cilvesidir.
Bu üç mühim hikmete rağmen, Kadıköy hadisesiyle alakalı aradığı cevabı bulamamış olanlara verilecek son bir cevap kalıyor ki, bu cevap için suali soranın değer yargılarını bilmek gerekir. Bu cihetle baktığımızda Kadıköy hadisesinin iki yüzü var.
Birincisi; İslami ve şer’i açıdan hadisenin iç yüzünü merak edenler bilmelidir ki, kapısı kırılmak suretiyle mahremiyeti ihlal edilen ailenin dini nikah bakımından mahsurlu hiçbir vaziyeti bahis mevzuu değildir.
İkincisi; Laik, Demokratik sistem açısından bakıldığında, yasal mükellefiyete haiz iki insanın bir arada bulunmak için üçüncü bir şahıstan müsaade almasına gerek yoktur.
En nihayet şöylece hülasa edilebilir ki; Kadıköy’de kırılan kapı, Müslim Gündüz’ün şahsında insafın, izanın, vicdanın ve dahi beşerî ve ilahi nizamın kapısıdır ki; başta Devlet olmak üzere bu konuda haksızlık içerisine düşmüş olan herkes, özür dileyip helallik istemedikçe, affa müsteğrak bir vaziyet gösteremeyeceklerdir, vesselam…