Aczmendilere 28 Şubat'ı Bahane Ederek Saldıran Fetö'cülere Cevaplar
Bu yazı, Müslim Gündüz efendinin 111.05.2025 tarihli Risale-i Nur sohbetinden editörümüzün anladıklarının özet olarak yazıya aktarılmış halidir.
Sual: 28 Şubat döneminde MİT bizi kullandı. Biz de MİT’i kullandık demiştiniz. İzahını yapar mısınız?
*** Not: Müslim Efendi “Biz basını kullandık. Biz onları onlar da bizi kullandı.” şeklinde beyanda bulunmuştur. MİT’i kullandık MİT de bizi kullandı şeklinde bir açıklamada bulunmamıştır. Müslim Efendi yine de böyle bir yorum yapmış gibi cevap vermiştir. ***
Sual: 28 Şubat döneminde MİT bizi kullandı. Biz de MİT’i kullandık demiştiniz. İzahını yapar mısınız?
***Not: Müslim Efendi “Biz basını kullandık. Biz onları onlar da bizi kullandı.” şeklinde beyanda bulunmuştur. MİT’i kullandık MİT de bizi kullandı şeklinde bir açıklamada bulunmamıştır. Müslim Efendi yine de böyle bir yorum yapmış gibi cevap vermiştir. ***
El-Cevap: 28 Şubat’ta bizim bir tek davamız vardı. Bugün de vardı, dün de vardı, 28 Şubat’ta da vardı. Biz Hilafet-i Muhammediye’nin bu memlekette ikamesini istiyoruz. Devletin Şeriat kanunlarıyla idare edilmesini istiyoruz. Bunun anlaşılmayacak bir tarafı yok. 28 Şubat’ta da, meydanlarda da, her yerde de bu sözümüz daimi geçerlidir. Halen de öyleyiz. Bizim öyle gizli kapaklı bir şeyimiz yok. Biz dün neysek bugün de aynıyız. Bizim neyimiz var neyimiz yok ortadadır.
Birgün Allah başa vermesin memleket tehlikeye girerse, vatanımız tehlikeye girerse silahı da açıktan kullanırız. Öyle hımbıl hımbıl evimizde oturmayız. Silahı alır çıkarız. Bunu da açıktan yaparız. Öyle gizli kapaklı değil. Bunu bir tek şey için yaparız; vatan tehlikeye düştüğü zaman. MİT sizi kullandı. Siz MİT’i kullandınız. Böyle dediniz, şöyle dediniz. Olabilir. MİT bizi niye kullansın? Yani MİT bizi niye kullansın?
Biz Şeriat istiyoruz. Belki su-i niyet sahibi olanlar bizim bu potansiyelimizden istifade ederek; işte bakın “ Şeriatçılar geliyor, ayık olun, darbe yapın ve harekete geçin” dedirtmek için böyle haberler yapmış olabilirler. Biz kim ne derse desin zaten harekete geçmiştik. Yine de öyleyiz.
Kim ne derse desin, biz vatanımıza Hilafet-i Muhammediye’nin gelmesini istiyoruz. Bu demirin kerti. Bu topraklara Hilafet-i Muhammediye gelecek. Davamız budur. Yürüyüşümüz budur. Zikrimiz budur. Fikrimiz de budur. Onun için “ MİT böyle dedi, siz böyle dediniz.” cümleleri boştur. Bizim gizli kapağımız yok.
Sual: Müslim efendinin istikametine ve sadakatına şahidiz. Sait Bey (Sait Alpsoy) bu konuda isabetsiz bir fikri ileri sürmüş. Takdir edersiniz ki herkes her konuda isabet edemiyor ama FETÖ uşağı diye bir başlık atmak çok yanlış olmuş. Siz de bu konuda isabetsiz davranmayın. Çünkü gizlenen tarihi sözler önüne sermekte büyük hizmeti var.
El-Cevap: Biz hiçbir zaman ittiham etmiyoruz. Sait Alpsoy 17 sene FETÖ’nün spor imamlığını yapmıştır. 17 sene. Onu neşrettim ben. Twitter’da neşrettim. Benim sayfada vardır. 17 sene FETÖ’nün imamlığını yapmıştır. Bu tarihi bir tespit oldu mu? Oldu. Yani biz kimseye iftira etmiyoruz. Tamam. Bu kardeşimiz lütfen kanaatini düzeltsin. Bizden de özür dilesin.
İkinci meseleye gelince FETÖ’ye bulaşmış insanın tekrar Müslüman olabileceğine inanmıyorum. Kanaat meselesi. FETÖ insanları mürted eden bir harekettir. Haindir. Yani vatan haini çıkarıyor. FETÖ vatanına hain insan yetiştiriyor. Üç nesli vatanına hain büyüttü. Ve bunların hiçbirisinde bir pişmanlık emaresi görülmüyor. Halbuki dinen vatanına hain olanın hükmü merduttur. Dinden çıkmadır.
Yani hainin hükmü merduttur. Düşman yani kafir hariçte olsa musalaha etse, dahilinde olsa cizye verse hakk-ı hayatı vardır. Müslümanlar onun hakkını muhafaza ederler. Ama merdut haindir ve öldürülmesi lazım. Merdudun hakk-ı hayatı yoktur. Şer’i bir şeyi konuşuyorum ben. Fıkhi bir meseleyi konuşuyorum. 17 sene FETÖ’ye hizmet etmiş bir adamın öyle tekrar dine gireceğine de inanmıyorum. Benim kanaatim budur. İtham etmiyorum. İnşallah tekrar dine girmiştir. Çünkü hainin hakk-ı hayatı yoktur. Hainin öldürülmesi lazım.
Devlet hainlere bu cezayı vermediği için FETÖ belasını bu millet çok çeker. Bu devletin kanunları müsait değil. Demokrasi bilmem ne vırt zırt şeyler. Onlarla devlet mi idare olur? Hainin hükmü merduttur. Merdut idam edilir. Merdut öldürülür. Merdut hakim ve kadı huzurunda ancak çok ciddi bir tövbe ederse, haline ve ahvaline dikkat edilir ve bir daha yapmayacaksa affedilebilir. Tövbe kapısı kapalı değil merdut için. Ama bunlarda hiçbir pişmanlık alameti görülmüyor. Yani Sait Alpsoy’a biz iftira etmiyoruz. 17 sene Fetö’nun imamlığını yapmış.
Matador rumuzlu yorumcu: Sait Alpsoy’dan ummam hocam.
Müslim Efendi: Vallahi biz de ummuyorduk. Yani bir gelip Aczmendiye bulaşmasaydı biz de adam zannediyorduk yani Allah var. Yani bazı kısa ve bir iki dakika olan tespitlerini dinliyordum da. Bazı güzel tespitleri de var. Yani biz şimdi bu adamın hakkını da gasp etmiyoruz ki. Ama bu adam FETÖ’ya 17 sene hizmet etmiş imam olarak. Paçayı nasıl kurtardı bilmiyorum.
Bunlar (FETÖ’cüler) bilya gibidir. Gülle var ya gülle. Bilya çocuklar oynuyor. Köşesi yoktur yani. Kim bilir nasıl kıvırdı, nasıl etti. Hapisten kurtulmuş. Evet biz de ummuyorduk ama maalesef durum bu. Benim Twitter sayfamda bunun vesikasını neşrettim. Kendisi ifade etmiş. Yani CNN’de bir konuşma yapmış. Onlara hepsini söylemiş ve anlatmış.
Sual: Risale-i Nur’da tarikat meşrebi yok. Aczmendi tarzı neye dayanarak Risale-i Nur’a Tarikat diyor?
El-Cevap: Risale-i Nur’un kendisi bir tarikattır. Bu mesele böyle ağızdan doldurma tüfek gibi konuşulacak bir şey değildir. Bu ilmi bir meseledir. Bizim ömrümüz bu işte gitmiş. Risale-i Nur bir tarikat hareketidir. Ta 1921’de tarikat kaidelerini koymuştur Üstad. Yuşa tepesinde yazdığı 10. risalede tarikatın dört hatvesini orada belirtmiştir.
« Serîüsseyir olan bu zamanın evlâdına, kısa ve selâmet bir tarîki ihsan etmek rahmet-i hâkimenin şânındandır. » [Mesnevi-i Nuriye, 10. Risale] buyurmuştur.
Senin bu meseleyi araştırman lazım. Yani şimdi tarikat yokmuş bilmem ne yokmuş. Öyle ağızdan dolma olmaz. Risale-i Nur hareketi bir tarikat hareketidir.
Ünal Karayayla adlı yorumcu: Aczmendiler kendilerine tarikat demiyorlar. Müslüm efendi kendine şeyh demiyor dedirtmiyor da. Onlar bir cemaat oluşturmuş bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.
Müslim Efendi: Bizim her hareketimiz Risale-i Nur’da yazılıdır. Biz düşünüp de ya acaba bugün nasıl yapalım, yarın nasıl edelim, insanlara ne anlatalım gibi dertlerimiz yok. Çünkü 130 parça eser bizim her gün burada okuduğumuz eserler, Risale-i Nur eserleri bizim bütün ahvalimizi, prensiplerimizi kayıt altına almıştır.
Elaziz’deki toprak dergaha bir gün üç beş tane sivil adam geldi. Dediler hocam siz evet halihazırda zararsız ve kendi kendinize zikrediyorsunuz ve Risale okuyorsunuz. Biz buna bir şey demiyoruz. Ama bir korkumuz var. O da şu ki; sen bir sabah kalkarsın dersin ki şu putları devirelim arkadaşlar. Biz işte bundan korkuyoruz dedi.
Dedim, bak eğer bu dediğin Risale-i Nur’da yazılı olsaydı ben bunu yapardım. Kainat önüme dikilse bu putları kırmayı eğer Risale-i Nur bana söyleseydi ben bunu yapardım. Ama bu dediğiniz Risale-i Nur’da yok. Onun için dünya gelse beni bu işe teşebbüs ettiremez. Bizim bütün kaidelerimiz Risale-i Nur’dadır. Biz kendi kendimize bir şey yapmıyoruz.
Demokrasiyi Benimseyen Adam Dinden Çıkar
Müslim Efendi’nin “ Demokrasiyi tasvip eden Yeni Asya grubunu hoş görmüyorum ” açıklamasına gelen mülahaza:
Ehl-i Kur’an rumuzlu yorumcu: “ Risale-i Nurları okurken Yeni Asya’nın demokrasi palavrasına meyil etmiştim. Bir yandan da Müslüm Efendi’yi çok sever izlerdim. Bir karar vermem gerekiyordu. Müslüm Efendi bu yanıtlarla beni kendime getirdi. Silkelendim elhamdülillah. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Ellerinden öpüyorum. En kısa sürede kendisini ziyaret etmek istiyorum. Allah razı olsun. ”
Müslim Efendi: Allah seni de bizi de istikametten ayırmasın kardeşim. 1945’te Amerika, İngiltere ve Rusya Yalta’da bir araya geldiler. Churchill, Stalin ve Roosevelt 2. Dünya Harbinden sonra 1945’te bir araya geldiler. Almanya problemi ortadan kaldırıldı. İtalya kaldırıldı. Bunlar galip devletler olarak yeni dünya düzenini kurdular. Bugün de o düzen üzere gidiyorlar. Düzen o gün kuruldu yani. Ve o gün İslamiyetin tekrar dirilip ortalığı istila etmemesi için, huzurlarını kaçırmaması için İslamiyet’e alternatif bir fikir ortaya çıkaralım dediler.
Bu demokrasiyi tarihin sayfaları içinde araştırdılar. Yunanistan’da bir demokrasi diyen bir herif var ve onun fikirlerini getirdiler. İslam milletlerine ve İslam devletlerine bunu dayattılar. Amerika demokrasiyle mi idare ediliyor? Hayır. İngiltere? Hayır. Fransa? Hayır. Yani bunlar kendileri bunu tatbik etmiyor. İngiltere krallıktır. Ne demokrasisi? Bir şey yok. Amerika başkanlıktır.
Hülasa İslam devletlerinin potansiyelini söndürebilmek için demokrasi diye birşey ortaya attılar ve %100 bunu onlar destekliyorlar. Yani bizimkilerinin demokrasi diye ötmelerini kendilerinden zannetmeyin. Arkada para muslukları var, kredi muslukları var, sanayi alışverişleri var ila ahir. Eğer Demokrasi demezseniz sanayi kesilir, para musluğu kesilir. Tehditle bizimkiler de benimsemiş gibi Demokrasi diyorlar.
Demokrasi Allah’ı dünya işine karıştırmayan bir sistemdir. Demokrasi işi pay etmiştir, bölüştürmüştür. Allah’a diyor ki, ” Sen dünyaya karışma. Dünyayı biz hallederiz. Kanunumuzu yaparız, tüzüğümüzü yaparız, idaremizi yaparız, mahkememizi kurarız. Sen bu işe karışma. Sen git Ahiretin ile meşgul ol.” Demokrasi bu demektir. Türkçesi budur. Yani alavere dalavere konuşmaların tercümesi budur.
Allah’ı ve Allah’ın hakimiyetini yeryüzünden kaldırmaktır. Kanunu kendisi yapar, nizamı kendisi yapar, idareyi kendisi kurar. Bu ise İslam’a göre küfürdür. Demokrasiyi benimseyen adam dinden çıkar. İslam dininden çıkar. Çok net konuşuyorum. Bu ister Yeni Asya olur ister başkası olur. Hiç mühim değil. Kim olursa olsun.
Enes Özyiğit adlı yorumcu: Müslim Efendi “ MİT değil basını kullandık. Biz onları onlar da bizi kullandı.” dedi. Orijinal ifade bu.
Müslim Efendi: Demek ki ben öyle demişim. Bilmiyorum yani.
Yasin Okur adlı yorumcu: MİT’in piyonu hocamız çok doğru söyler.
Müslim Efendi: Eğer benim MİT ile alakam varsa Allah benim imanımı alsın. Eğer yoksa Allah senin imanını alsın. Yasin kabul mü? Eğer benim MİT ile alakam varsa Allah benim imanımı alsın ve dinsiz imansız gideyim. Eğer öyle bir şey yoksa Allah senin dinini imanını alsın, Yasin. Kabul mü? Ya istiğfar et şimdi gönder sözümü değiştireyim veyahut da bu sözüm sabittir. Allah senin dinini imanını alsın. Bana iftira ediyorsun.
