Hürriyet Gazetesi Mülakatı
- 18 Temmuz 1993
SUAL: Benimle yüz yüze konuşmayı reddettiniz. Ama telefonla konuşuyorsunuz. Neden? Kadın yüzünden mi korkuyorsunuz?
CEVAP: Fıkıh kitaplarında kadının sesine müsaade eden içtihat var. Yani benim bugün sizinle konuşmam o zatların içtihadına dayanmaktadır.

SUAL: Fıkıh, kadının yüzünün görülmesine neden karşı?
CEVAP: Yüz başka. Mesela Karacaoğlan’ın türküleri, senin bacağın böyle, göğsün böyle falan mı; yoksa kirpiklerin bir ok, kaşın gözün beyle, yanakların elma, bilmem ne mi yani.
Hangi ritmik şairin şiirine baksanız hangi aşığın demlerine baksanız, kadının kaşından gözünden bahseder.
SUAL: Türkiye’nin yeni başbakanının kadın olması bir “zaruret” mi?
CEVAP: Tabii burada büyük bir içtimai hadise var. Bir hadis-i şerif okumuştum. Bir kavim başına idareci olarak bir kadını seçerse o kavim iflah olmaz. O kavmin zevali yaklaşmıştır.
Erkekler Karılaşınca Karılar Erkekleşir
SUAL: Bu ne anlama geliyor?
CEVAP: Bu hanımın başbakan olmasını şeriatın gelmesinin son işareti gibi görüyorum. Yani TC’nin yıkılmasının en güzel alametlerinden birisi gibi geliyor bana.
SUAL: Bunda ne gibi bir alamet görüyorsunuz?
CEVAP: Erkekler karılaşınca, karılar erkekleşir. Şimdi kusura bakmayın bizim başbakanın adı neydi?
– Tansu Çiller…
Eğer Tansu hamın böyle güçlü kuvvetli, iktidarlı bir erkeğe düşseydi bu kadar haddinden tecavüz edip boyundan büyük işlere soyunacağını zannetmiyorum.
SUAL: Yani eşi yeterli değil mi demek istiyorsunuz?
CEVAP: Şimdi tabii o aldığı biçare, evde hakimiyeti hanıma vermiş bir kere. Hanım da ev idaresinde hâkim olunca devlet idaresini de ev idaresi gibi bir şeydir zannetmiş.
SUAL: Ama Tansu Hanımı delegeler seçti.
CEVAP: Şimdi bin sene İslam’a hizmet etmiş Türk Milletinin başına, bir hanımı getirtip oturtturmaları, onlara rey verenlerin de onu evinde hanım diye tutanlarında karılaştığının işaretidir.
SUAL: Karılaşmak kötü anlamda herhalde?
CEVAP: Yani kadın olmuşlar, kadın. Bıyığı var ama, kadın. Mesela sizin çok daha randımanlı olabileceğiniz yerler olur. Bir hanım olarak bir içtimai nizamda sizin çok randımanlı olacağınız yerler var. Mesela büluğ çağından evvelki çocuklara muallimlik yapmak gibi.
SUAL: Kadınlar sadece böyle işler mi yapmalı?
CEVAP: Kadını hassas bir makinaya benzetmek lâzım. Böyle, ufacık bir kutu kadar, bin türlü marifeti olan bir elektronik cihaz gibi. Bir de mesela bir torna tezgâhının bizörü var, yani ona çekiçle vursan bir şey olmaz. Ama şunu elinden düşürürsen bir daha yapılmaz.
SUAL: Kadın yanlış yerde kullanılıyor diyorsunuz?
CEVAP: Kadını dangır dungur yerlerde, harultu hurultu yerlerde, bilmem ne yerlerde istihdam etmemek lazım. Allah kadını yüksek şeyler için yaratmıştır. Kadını biz bugün haldur huldur işlerde kullanıyoruz. Kadın aslında kendi kıymetini düşürmüştür yani.
SUAL: Tansu Hanım sizi çağırsa onunla yüz yüze konuşur musunuz?
CEVAP: Konuşmam, haramdır. Kadındır. Nikah düşer. Onu iyi bir kocaya vermek lazım. Elinin hamuru ile büyük işlere soyundu. Neyse Allah sonumuzu hayretsin.
SUAL: Bir de lüks düşmanlığınız var. Bu teknoloji düşmanlığı mı?
CEVAP: Hayır. Ben teknik adamım. Teknoloji başka, ahlaksızlık başka, israf başka.
SUAL: Televizyona niçin karşısınız?
CEVAP: Televizyonun içindekine karşıyız, makinasına değil. Yani televizyonun içinde gösterilen şey muzırdır.
Geçenlerde bizim dergâha bir arkadaş geldi. Dedi: Hacı Abi benim evde problemim var. Evde kan kokuyor?
Niye dedim. Geçenlerde oturmuşuz evde televizyonda maç seyrediyoruz. Gelinlik kız var tabii. Kız durup dururken televizyondaki bir futbolcu için “çukulota gibi oğlan” demesin mi? Ben de televizyonu kapattım. Aldım değneği elime. Sen nasıl elin erkeğine böyle dersin. Ben şimdi ne yapayım? dedi.
SUAL: Siz ne dediniz?
CEVAP: Dedim, sen güzel kadını tanıyorsun değil mi, hoşlanıyorsun değil mi, yani çirkin ve güzel var. Elbette insan güzeli seviyor yani. Allah öyle yaratmış. Sen seviyorsun, kadının da nefsi yok mu, kızın da sevecektir. Yani sen televizyonu açıyorsun, güzel erkeği gösteriyorsun, ondan sonra da sen onu sevme diyorsun. Televizyon böyle şeyleri yapıyor.
SUAL: Yani komşu kızı çikolata gibi erkek görmesin mi?
CEVAP: Helalini görmesi gerekiyor. Güzel erkek görürse o zaman biz o kızı kime verelim? O gittiği yerde de rahat durmaz. Güzel arıyor çünkü. Helaline iltifat etmeyecektir.
SUAL: Sizce Aziz Nesin Nasıl bir insan?
CEVAP: Aziz Nesin’i her akşam anası tarafından tembih edilip sabahleyin kalktığı zaman yatağını ıslatmış geri zekalı çocuğa benzetiyorum. Akşama kadar bir ton dayak yiyor. “Tövbe anam bir daha yapmayacağım” diyor. Akşamleyin, zekâ geri ya gene yatağı ıslatıyor, sabah yine dayak yiyor…
18 Temmuz 1993 tarihli Hürriyet Gazetesi Mülakatı
