Risale-i Nur Mühim Bir Meseledir. Dikkat Etmek Lazım.
Bu yazı, Müslim Gündüz efendinin 28.04.2025 tarihli Risale-i Nur sohbetinden editörümüzün anladıklarının özet olarak yazıya aktarılmış halidir.
Bu sır bitti mi yani Üstadla beraber? Bitmedi. Maneviyat yolları şaka kaldırmıyor. Başımıza gelen musibetlerden, çoluk çocuğumuzdan çektiğimizden, hastalıklardan ila ahir.. Biraz kendimize dönmemiz lazım. Acaba ben ne yaptım?
Evet kader-i ilahi o musibeti sana sevk etti ama herhalde onun bir muharriki yani bir sebebi var. Musibetler hataların neticesidir. Mükafatın mukaddemesidir.
Eğer hatasını anlar tövbe ve istiğfar ederse mukaddimedir. İyilikte de mükafat alır ama; vay ben ne ettim, nasıl oldu, bu musibet durup dururken nereden başımıza geldi diye avam-ı nas gibi bağırmak bu dersleri dinleyenlere yakışmaz. Ceza büyük gelir ve gittikçe de büyür.
Demek ki biz hizmette gevşeklik yaptığımız nispette dünya da şiddetini peyda ediyor. Biz ne kadar hizmette gevşettik, yanlış yaptık, kusur ettik, hata ettik ve isyan ettik dünyada o kadar üzerimize gelir. Ya evlat yoluyla ya hanım yoluyla ya da kendin yoluyla…
Evet bu sır kapanmadı. Hamza’nın Ali’nin Ömer’in….Bunlar yazılmış bize ders için. Biz de bugün kendimize dikkat etsek Ömer gibi kolumuzun kırıldığını yani onun gibi bir musibet çektiğimizi öbürü gibi sürgün edildiğimizi ila ahir görürüz. Allah ayıktıra..
Şunu bilmek lazım ki Risale-i Nur meselesi mühim bir meseledir.
Risale-i Nur meselesi mühim bir meseledir ve maneviyat yollarının hiçbirisi şaka kaldırmıyor.
Risale-i Nur’un ise hususiyeti var. Süfyan komitesiyle hesabı var. Suret-i mahsusada (özellikle) gönderilmiş ve vazifelendirilmiş bir harekettir. Risale-i Nur’a yanlış yapmak ağır cezayı gerektirir..
