Her bir mesleğin temelde kabulleri vardır. Gerek fizik ve matematik gibi felsefe eğilimleri olsun gerek manevi ilimler olsun hepsinin temelinde kabulleri vardır. Bizim temelde kabulümüz her ne kadar yoksan o kadar varsın. Temelde kabul bu. Yoksun! Ne kadar yoksun? Hiç yoksun. “Ne kadar hiç yoksan o kadar çok varsın.” Prensibimiz bu.

Sırr-ı Uhuvvet. Kime muhabbet edip bağlanıyorsun? Yoksun ki! Sır herkesin bilmediği ehline verilen bir şeydir. Demek ki Uhuvvette ehlinin bildiği bazı şeyler var. Herkesin bildiği değil. Sır herkese verilmez, ehline verilir. Demek ki uhuvvette bir sır var. Nedir o Sırr-ı Uhuvvet? Evvela kendi kendine sürekli “Uhuvvet, Uhuvvet” demekten azl etmiş adam olmaktır. Yoksun.

Varın gözü ile muhabbet etmen lazım. “Üstadınızın nazarı ile birbirimize bakınız” deniyor. Üstadımızın nazarı ile birbirinize muhabbet ediniz. Risale-i Nur mesleği, Hz. Üstadımızın gözü ile bakmak sevdiğini sevmek sevmediğini sevmemektir. Temeldeki kabullerden biri bu. Temeldeki bu kabul kabul edilmezse ondan sonraki her şey temeli olmadığı için sunni olur.