Lahika 193
(Mustafa Bulutlu)
باسمه سبحانه
Aziz Muhterem Sevgili Efendim;
Göndermiş olduğunuz dünyalara değer mektubunuz Cuma günü elimize ulaştı. Vermiş olduğunuz müjdeler bizlere ikinci bir bayram yaşattı.
Evet Efendim, bu zulmet asrında Kur’andan aldığınız nurla seyyareleriniz olan erkânlarınızı ve seyyarelerinizin uydusu olmaya çalışan bu acizi bir güneş gibi aydınlatıyorsunuz. Nursuz kesif maddeleri ziyalandıran elbetteki güneşin şualarıdır. Koca seyyareleri mevlevi misal seyeran ve deveran ettiren şüphesiz şemsin cazibesine karşı cezbe ve incizaplarıdır. Şemsin cazibesi ortadan kalksa bütün seyyareler deli olup başını oradan oraya vuracaktır.
Efendim bana öyle geliyor ki, yaradılışımdaki gaye siz ve sizin davanızdır, siz olmasaydınız ben de olmazdım. Ne ailemle ilgili bir hayalim ne eşim dostumla ilgili bir düşüncem var, bütün hayallerimde ve efkarımda dünya ve ahirette siz varsınız. Bizi sizden koparmak için size yaptıkları haince planlar gerçi bizi üzüyor ve derinden yaralıyor.
Fakat Efendim onların bu planları neticesinde bizim size karşı rabıtalarımızın nasıl arttığını bilselerdi, herhalde yaptıklarına pişman olacaktılar. Bizim hakkımızda ve Risale-i Nur’lar hakkında hayırlara vesile olması cihetiyle bize yapılan bu zulümlere Risale-i Nur’lardan aldığımız derslerle sabrediyor ve şükrediyoruz.
Efendim sizlerin dua ve himmetlerinizle Rabbimizin hıfz-ı himayesi altında bu ikinci Medrese-i Yusufiye’de de derslerimiz ve zikirlerimiz C-4 ve C-10 olmak üzere iki dergahta devam ediyor. Risale-i Nur’un latif bir kerametidir ki; Niğde ve Eskişehir’de bulunan kardeşlerimiz de C blokta kalıyorlar. Bu tür inayetlere birinci Medrese-i Yusufiye’de de sıkça mazhar oluyorduk ve Efendimiz’i (asım) alemi menamda gören kerdeşlerimize verilen teselliler bizleri şükre sevk ediyordu.
Efendim bizim Medrese-i Yusufiye’ye girişimizden beri yaşadığımız hadiselerde bizden önceki Risale-i Nur talebelerinin yaşadıkları arasında garip tevafuklar görüyorduk. Bizim mevkufiyetimizin uzaması, bize bizden önceki Risale-i Nur talebelerinin mevkufiyetlerinin toplamını bir anda yaşadığımız kanaatini vermişti, bu tevafukat zincirinde Hafız Ali (ks) efendinin içeride şahadetleriyle, Bekir efendinin (K.S.) şehadetini adeta biz de bekliyorduk. Fakat nasipli kulun kim olduğunu bilmiyorduk.
O nimete nail olabilmek için ben de çok dua etmiştim. Ne çare ki bana nasip değilmiş. Bekir Efendi’nin (ks) nasibiymiş. Size yapılan dehşetli zulümden kısa bir süre önce şahadeti ayrıca bana şöyle bir kanaat verdi ki; aynı Hafız Ali (K.S.) Efendi gibi Bekir Efendi’nin (K.S.) şehadeti de size yapılacak dehşetli ölümcül bir planı akim bıraktı. Bu kanaatimin tevilini siz efendime havale ediyorum.
07.10.1997 Pürkusur köleniz
Ankara’dan M. Mustafa Bulutlu
Konya E Tipi Kapalı Cezaevi C-4 Koğuşu
(Müslim Efendi’ye gönderilen mektuptan)