Lahika 137 - 199 - 11
LAHİKA 137
(Hulusi Aşlamacı)
Ey Sultan-ı Pak;
Sizin şahsınızda Kur’an’a, imana ve sünnet-i seniyyeye saldıranların planları akim kalacaktır. Çünkü elinizde Kur’an’ın dinsizlik komitelerine çektiği elmas kılıç var. Bizi üzen, size reva görülen bed muameledir. Zaten itikadı iğfal olmuş insanların sizin hareketinizi anlamalarını beklemiyorduk. Bu hücum-larda sizlerden, kıymetli ağabeylerimizden ve Risale-i Nurun altın satırlarından aldığımız ders bizim kıl kadar sarsılmamamıza vesile oldu.
Size bu satırları bir otel odasında yazarken Üstad hazretlerine tevafuk etmenin lezzeti, sizin hizmetinizde olamamanın hasretini içimizde hissedi-yoruz.
Bu imtihanda şunu iyice anladık ki; “Kainatı dağıtamayan bir kuvvet bu orduyu bozamaz” Burada sohbetler evlerde devam ediyor. Bir dergahı kapattılar, evler dergah oldu. Bu lütufdan bizleri mahrum etmeyen Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar.
Sizlere duacı, dualarınıza muhtaç,
Ahmet, Mahmut, Abdullah, Abdulvahhab, Mustafa, Burhan, Hulusi
Metris kapalı cezaevi denetim kurulunun dikkatine: Bu mektup Osmanlıca olan diğer mektubun latincesi olup harfiyen aynıdır.
Hulusi Aşlamacı
LAHİKA 199
(Şahap Bingöl)
……………………
Evet Üstadım Hazretleri,
Sizin de buyurduğunuz gibi “Bir işte bulunuyoruz ki hesap bizim dışımızda, fakat bizimle devam etmektedir” ihtiyarımıza yer verilmiyor. İhtiyarımızın dışında bir işte bulunuyoruz. Bu ne büyük nimet ve ne dehşetli ve haşmetli bir meslekte istihdam olmaktır ki, bu Sünnet-i Seniye-i Ali’yenin muhafaza şerafeti bizlere nasip olmuş.
Evet, Üstadım Hazretleri,
Bu zülüm bizleri pişiriyor. Hep eski zamanlarımda, hep bu cezaevlerini düşünmüşümdür; zulümlerini, işkencelerini, binlerce Müslümanları zindan-larda ölüme terk etmelerini, yargısız infazlarını, ama görünüyor ki, onların bu yaptıkları zulümler ve herkesin bir an evvel kurtulmak için can attıkları zindanları bizler için birer cennet bahçeleri, medrese-i Yusufiye, bir üniversite, saadet saraylarına döndü.
Ve bu saraylardan kuduzun, kuduza çatmasını seyrediyor ve çöküş-lerini izliyoruz. Allah (C.C.) belâlarını, kendi içlerinde artırsın inşallah.
Dualarınıza sonsuz muhtaç
Çok, çok, çok Kusurlu Biçare talebeniz Şahap BİNGÖL
25 Ağustos 1997 Niğde Cezaevi
LAHİKA 11
(Abdulgaffar)
باسمه سبحانه السلام علیکم ورحمةالله و برکاته
Efendim dualarınız vasıtasıyla faal hizmetimize devam ediyor.
Şu şuhur-u selase-i mübarekede inşaallah yazı masasının da getirilmesiyle ve Receb ayında sabah dersimizde tevafukan hatt-ı Kur’anî dersine başlanılması inşaallah Nurlar ile kitabeten iştigalimizi şevklendirecek ve biiznillah şu şuhur-u mübareke hediyesi olarak siz Efendimize şu müzaib Osmanlıca Program ile Asa-yı Musa’yı hattı Kur’an ile yazıp göndermeyi ve sair kardeşlerimiz de her birisi kendine bir risale yazarak ve teşrik-i mesaimiz neticesinde Lem’alar’ı ve sair Hakaik-i İmaniye mecmuası olan Risalet-ün-Nurları tashih için size hediye edeceğiz inşaallah…..
(Kasım 1997’de Müslim Efendi’ye gönderilen mektuptan bir parça)
Dualarınıza ve himmetinize çok muhtaç,
Nur talebeliğine namzed
Abdulgaffar