İmani Bir Hissiyatla Bize Yardımcı Olan Memurlar Vardı
(Şeref Kazıcı)
Şahsında küfrü temsil eden Kemalist rejimi, Ankara TEM şubesinde ilk ifadeleri alınmak üzere bizi savcı Nuh Mete Yüksel’e teslim ettikten sonra bizleri emniyet müdürlüğünün alt katındaki hücrelere atmayı planlamıştı.
O gün hayatları pahasına Sünneti Seniyye’yi tatbik sahasına koyan Aczmendi Nur Talebeleri, bu hücrelerde ayrı ayrı işkencelerden geçirdikten sonra saçlarını sakalları kesilecek, sarık cübbe ve asalarını ellerinden alınıp pantolon vs. giydirmek suretiyle DGM’ye çıkarılıp, efkar-ı ammeye teşhir edilip, her birine belki idam belki idam mesabesinde cezalar verilerek, Aczmendi tarzı Nurculuğa TEM ve DGM arasında nokta koymak istiyorlardı.
Bizler TEM’in spor salonunda başımıza geleceklerden habersiz tarifsiz bir cezbeyle Dozer Ahmed Arslan ağabeyimizin maddi ve manevi himayesi altında beklerken, birden bir şey oldu ve o sükûnetli hava aniden yerini meydan harbindeki cepheleşmeye ve siperler vasıtasıyla neferatını muhafazaya çalışan asakirin vaziyetine çevirdi.
Spor salonunun kapısında şuan isimlerini hatırlayamadığım (belki Bursa’lı Salim Efendi onlardan biridir.) kardaşlarla beklerken, yanımıza o zaman 45 veya 50 yaş aralığında olduğunu tahmin ettiğim bir sivil polis memuru geldi. Etrafı gözden geçirdikten sonra usulca bize “Hocam sizinkileri aşağı alıyorlar dikkat edin.” dedi. Ve hemen uzaklaştı.
Bizler bu haberi hemen Ahmed ve Remzi (Esedullah) ağabeylere ilettik.
Bunun üzerine salonda polis müdürleriyle başlayan pazarlıklar neticesinde içlerinde Maraşlı Orhan Akboğa ağabeyimizinde olduğunu hatırladığım 14-15 kardaşımızı sağ salim teslim aldık. Sonrasında ifadeye giden kardaşlarımız gelmeden bir diğerlerini göndermedik.
Böylece Rabbimizin sayısız muhafazalarından sadece birine daha ilk günlerde o imanlı sivil polis memuru vesilesiyle şahit olduk, hamdolsun. Eğer ölmüşse Allah o abimize rahmet muamele eylesin amin.
Şeref Kazıcı