Lüzumu Halinde, İhtiyaç Miktarı Kadar Para Gönderiliyordu

(Salim Öz, Halid Özer)

Sene 95 yada 96. Yer Eskişehir. İlk dergahımız kapatılmıştı. Yeni dergah yeri bulduk ve yerleştik. Borç gırtlağa kadar.

“Halit kardaş, böyle olmayacak. Ben Bursa’ya para bulmaya gidiyorum.” dedim. Halid ; “Kardeşim gitme. Bir hal yolu bulunur.” dedi. Dinlemedim gittim. Bursa’da az bir miktar para temin edebildim. O da yol masrafına gitti.

Sıkıntılı bir halde Eskişehir Dergahı’na döndüm. Dedim, “Halit gardaşım para bulamadım.” Tebessüm ederek, “O iş halloldu” dedi..

Yola çıktığım günün seher vaktinde yaşlı biri dergahın kapısını çalmış. Dergaha girmek istemiş, Halid de kendisini içeri buyur etmiş. Amcanın dünyalık dertlerini sabırla dinleyip yolcu ettikten sonra; bakmış ki amcanın oturduğu yerde içinde para olan bir zarf var. Bu zarfın içinde de dergahımızın borcunu kapatacak miktarda hatırı sayılır para! Aslında olan; yaşlı amca o parayı orada ne bırakmış ne de unutmuş. Şanı Yüce Rabbimiz yaşlı amcadan gelen bu zarfla tam da borcumuzu kapatacak miktarda parayı bize göndermiş.

Salim Öz

Sabah namazını kılar kerahat vakti çıktıktan sonra yatardık..  

Kapının girişinde merdiven altı bir odada kalıyordum. Yatalı belki bir belki iki saat olmuştu.. Kapı çalıyor ama çok ısrarlı bir biçimde.. Zar zor kalktım kapıda yaşlı ak sakallı bir dede. “Girebilir miyim?” dedi. Yarı uykulu buyur ettim içeriye.

Ben yatağın üzerinde uyukluyorum, ak sakallı dede evlatlarından dert yanıyor.. “Oğlum benden yüz mark aldı vermedi. Kızım benden dolar aldı getirmedi.” Yani paracıklarım diye ağlıyor zavallı.. 

İçimden diyorum, “Yahu dede bir ayağın çukurda hala çocuklarından o parayı mı bekliyorsun? Bu kadar cimriliğin alemi ne?!” Fakat kırmamak incitmemek için yüzüne söylemedim. İçini döktü döktü. “Hadi bana eyvallah.” dedi gitti. Ben de Elhamdülillah dedim içimden…

Yolcu eder etmez yattım. Öğlen kalkınca dedenin oturduğu yere zarf bıraktığını fark ettim. Zarfın içinde hatırı sayılır bir para vardı. Yani Allah, duruma göre en cimri kulunun eliyle ihtiyacımızı gönderiyordu.

Halid Özer

Gavs-ı Azam'dan Himayetkarane Maddi Bir Teselli

Sene 1994 ..Bursa Ortabağlar Aczmendi Dergahı.

Kenan Efendi vekaleten Ortabağlar Dergahı’nda imamlık yapıyor. Bana, 5-6 tane ödenmemiş fatura ve bir miktar para verdi. Baktım verdiği para,  1 yada 2 faturanın ödemesine anca yetiyor. Yapacak bir şey yok. Aldım yola çıktım. 

Yolda, Hz. Üstad’ın çocukken kaybolan cevizi için ve Hz. Gavs’tan istediği himmet hatırıma geldi. İhlas ve Fatiha okuyup, Gavs Hazretlerinin ruhaniyetine hediye eyledim. 

Tahsilat binasına girdim. Tahsilat yapan memura faturaları ve parayı verdim. “Hangisine yetiyorsa o faturayı tahsil et” dedim. Memur sistemden kontrolünü yaptı. Elime tüm faturaların ödendi makbuzunu uzattı ve geriye para üstü uzattı. Dedim; “Bi yanlışlık var.. Benim param faturalara yetmiyordu”. Tekrar kontrol etti. “Yanlışlık yok” dedi. Tekrar açıklama yapmama fırsat vermeden sinirli bir halde “Beni meşgul etme” dedi ve başından  savdı.

Salim Öz

Yorum bırakın

Scroll to Top